2017'nin En İyi Filmlerinden : "BABY DRİVER"




Yılın en sağlam filmlerinden biri Baby Driver. Özellikle aksiyon ve müzik harmanlaması muazzam. Bu denli tertemiz aksiyon filmlerine gerçekten hasret kalmışız. Filmimizin yönetmeni kendine has tarzı olan Edgar Wright. Filmlerinde senaryoyu kendi yazıp kendi çekiyor.Karışan olursa da Marvel'ın Ant Man filmindeki gibi çekip gidiyor. Filmlerini izleyince kimse karışmasın zaten adam yapıyor diyorsunuz. Bu filmin senaryosunu ise 1995'te yazmaya başlamış.Çekmekse bu seneye nasip olmuş.



Film baştan sona aksiyon.Ortalarda biraz konunun işlenişi sebebiyle yavaşlıyor ki bu o kadar batmıyor. O kısımlarda filmin başı ve sonu gibi full aksiyon olsa herhalde hızına yetişemezdik. Bir nevi nefes boşluğu olmuş. Özellikle ilk banka soygunu sahnesi muazzamdı. Ağzım açık kaldı diyebilirim çünkü bu filmde ne bir yeşil ekran ne de CGI kullanılmadı.Bütün sahneler yolda gerçek kaçış şekli ile çekilmiş. Bu da yönetmenin önünde saygıyla eğilmemin bir başka sebebi. Çekilen sahnelerin kurguda birbirine eklenme şekli çok güzel olmuş.Çoğu araba ya da soygun filminden çok farklı izlerken bunu size hissettiriyor.



İçerik tertemiz.Öyle sizi gereksiz yere oyalayıp 'nasıl yani o öylemiymiş' dedirtmiyor. Malum sektörde bu aralar bu tarz seyirciyi şok etme sahneleri olmazsa olmaz ki bu artık sıkmaya başladı. Tam böyle bir ortamda mis gibi apaçık bir gilm yapmış Wrigth. Konumuza gelecek olursak sürücümüz Baby (Ansel Elgort)  Doc (Kevın Spacey)'a borçlu.Borcunu da onun planını yaptığı banka soygunlarının sürücülüğünü yaparak ödüyor.Anlaşmaları gereği borcu bitince kurtulacak.Ancak bir kez pisliğe bulaşıldı mı kurtulmak zor malum.Baby'nin başı beladan kurtulmuyor..Film Bayb ve onun ruh haline göre doldurduğu iPod'ları etrafında dönüyor. Baby küçük yaşta bir kaza geçirmiş bu nedenler kulaklarında sürekli bir çınlama ile yaşamak zorunda.Bu çınlamayı da müzik ile engelleyebiliyor.Çok fazla konuşmayan karakterimizin duygularını adeta dinlediği şarkılarla anlıyoruz. Hatta bizde onunla beraber dinliyoruz.Kulaklığın biri çıktığında müzik sesi azalıyor ikisini de taktığında artıyor.



Doc karakterimiz oldukça düz soğukkanlı bir patron.Jamie Foxx'un canlandırdığı Bats karakteri tam bir pislik ve bunu harika yansıtıyor.Jon Hamm'in Buddy karakteri ise sinirlendiğinde bulaşmak istemeyeceğiniz bir karakter ancak Bats'e göre daha anlayışlı.Eliza Gonzales ise Darling karakteri ile Budy'nin sevgilisi güzel çekici ve psikopat bir ablamız. Gelelim Baby'nin sevdiği kız olan Deborah'a. Lily James'in hayat verdiği Deborah renkli kişiliği koşulsuz şartsız sevdiği adama bağlılığı ile tatlı bir karakter.Ancak onu biraz daha tanımak isterdik.Zira kendisi biraz arka planda kaldı.Bana göre filmin tek eksik kalan yönü bu olabilir.



Filmin müzikleri bir harika.Özellikle aksiyon sahnelerinde silahların ateşlenme anı bile müziğin ritmine göre ayarlanmış ki bu göze ve kulağa çok güzel hitap ediyor.Çoğu soygun ve araba filminden farklı olarak burada müzik oyuncular kadar ön planda. Bununla birlikte yapılan hızlı kurgu ile leziz bir iş ortaya çıkmış. Filmin sonunda Doc karakterinin yaptığı seçim bazılarınıza saçma gelebilir ancak bana çok batmadı film onu bir şekilde kotardı.



Filmin sonuna gelecek olursak klasik bir son sahnesi geldi ve bitti diye düşünürken bir anda farklılaşıyor. Spolier olmasın diye söylemiyorum ama film dürüst ve gerçek hayata yakın bir sonla bitiyor diyebilirim.Kesinlikle izlemenizi tavsiye ediyorum.Sadece aksiyon sevenler değil hangi türden film severseniz sevin bu filmde hoşunuza gidecek şeyler var.Hatta imkan yaratabilirseniz sinemada izlemelisiniz.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

24 Farklı Kişilik Bir Bedende: SPLİT

Ghost in the Shell: Kabuktaki Hayalet

Dost mu ? Arkadaş mı?